Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
15-18 yaş grubunda yer alan mağdura yönelik, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, TCK 103/1-b maddesine göre cinsel istismar olarak tanımlanmıştır.
Buna göre, 15-18 yaş grubunda yer alan mağdurun, sanık tarafından cebir, tehdit, hile ve iradesinin sakatlanması halinde suç tanımı ve cezası değişecektir. Aksi durumda, cebir, tehdit ve hile olmaksızın yaşanan cinsel birliktelikte, mağdurun şikayeti var ise, sanık TCK 104. Maddesine göre cezalandırılacaktır. Şayet, mağdurun şikayeti yok ise, rızaen gerçekleşen cinsel birliktelikten dolayı sanığa ceza verilemeyecektir.
Şayet, suç mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından yada evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunana kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunacaktır.
Yukarıda açıklandığı üzere, 15-18 yaş grubunda bulunan mağdurenin yaşamış olduğu cinsel birlikteliğin, cebir, tehdit ve hile yolu ile işlenip işlenmediğinin tespiti çok önemlidir. Her somut olayda değişiklik gösterecek olan bu durumun tespiti, mağdurenin açık rızasını beyan ettiği durumlar dışında, mahkeme tarafından titizlikle tetkik edilmelidir.
Örneğin, YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ E. 2011/2970 K. 2011/4134 23.5.2011 tarihli kararında “… 15 yaşını tamamlamış fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş çocuklara yönelik gerçekleştirilen cinsel istismar suçlarında varlığı kabul edilen tehditin, suçun zor unsurunu oluşturabilmesi için, cinsel istismara uğraması nedeniyle uğrayacağı zarardan daha önemli bir zarara uğratılacağı korkusunun mağdur üzerinde oluşması, tehdite maruz kalanın iki seçenekten kendisine daha az zarar vereni tercihe zorlanması gerekir. Olayımızda her bir eylemde de seçeneklerden birinin ailesine ve arkadaşlarına durumu söyleyeceği, diğerinin ise, eylemin gerçekleştiği yere sanığı mağdurun kendi motosikleti ile götürmesi ve cinsel istismara rıza göstermesidir. Evli olan sanığın, eylemin ortaya çıkmasıyla kendisinin de zarara uğrayacağı aşikardır. Keza olayın ortaya çıkmasıyla içinde bulunduğu durumu çevresine mazur göstermek isteyen mağdurun, 9 ay süreyle devamlı tehdit ve baskı altında kaldığının kabulü de mümkün değildir. Bu nedenle nitelikli cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemlerinin cebir ve tehditle gerçekleştirildiğini kabule elverişli yasal, kuşkudan uzak ve somut delillerin bulunmadığı anlaşıldığından, mağdurun suç tarihindeki yaşına göre TCK.nun 26. maddesi gereğince rızanın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma fiilini hukuka uygun hale getirdiği, mağdurun rızasıyla anal yoldan organ sokmak suretiyle gerçekleştirilen cinsel istismar eylemlerinin de, TCK.nun 104 ve 43. maddelerinde düzenlenmiş olan zincirleme reşit olmayanla cinsel ilişkide bulunma suçunu oluşturduğu” yönünde karar verilmiştir.