Resmi olarak evlilik birliği bulunan çiftler, gelişen zaman içinde anlaşmazlığa düşerek veya kanunda belirlenen özel sebepler nedeni ile boşanma kararı alabilirler. Boşanma kararı alan çiftler, boşanma ve fer’ileri (nafaka, tazminat, velayet vs) konusunda mutabık kalmaları halinde Anlaşmalı boşanma usulünü uygulayabilecekleri gibi, taraflar arasında böyle bir mutabakatın bulunmaması halinde Çekişmeli boşanma usulünü uygulamaları gerekecektir. Buna göre, Çekişmeli Boşanma davası açılabilmesi için, boşanmanın sebebini mahkemeye bildirme zorunluluğunuz bulunmaktadır. Bu sebepler, TMK da düzenlenmiştir. Buna göre;
1.Zina
Zina, cezai anlamda suç olmaktan çıkmış ise de, boşanma sebebi olarak ileri sürülebilecektir. Bu durumda, eşlerden birisinin zina yapması halinde, yani eşini bir başkası ile aldatması, karı-koca gibi ilişki sürmesi halinde, diğer eş öğrenmeden itibaren 6 ay veya zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmesi ile dava açma hakkı düşecektir. Zina, özel bir boşanma sebebi olduğu için belli sürelere tabidir. Eş, zina olayını ispatlayamaz yada belirtilen süreleri geçirmiş olsa bile, genel boşanma sebebine dayanarak yine Boşanma davası açabilecektir.
2. Hayata Kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
Eşlerden her biri, hayatına kasteden, kendisine kötü davranılması yada onur kırıcı davranışta bulunulması halinde diğer eşe karşı bu sebeple boşanma davası açabilecektir. Dava açacak olan eşin, bu sebebi öğrenmesinden itibaren 6 ay veya sebebin doğumundan itibaren 5 yıl geçmekle dava hakkı düşecektir. Eşin affetmesi halinde, dava hakkı düşer.
3. Suç İşleme ve Haysiyetsiz hayat sürme
Eşlerden birisi, küçük düşürücü suç işler veya haysiyetsi bir hayat sürerse ve diğer eşinde bu durumlarda onun yaşaması kendisinden beklenemeyecek ise bu sebebe dayalı boşanma davası açabilir.
4.Terk
Eşlerden birisi, haklı bir sebep olmaksızın ortak konuttan ayrılır ve geri dönmez ise, bu takdirde diğer eşin bu sebebe dayalı dava açabilmesi için belli şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Buna göre;
Müşterek konutun terkinden itibaren 6 ay geçmiş olmalıdır. Bu 6 aylık süre 4 ay ve 2 ay olarak ikiye ayrılır. Haklı sebep olmadan eşin evi terk etmesinin üzerinden 4 ay geçtikten sonra, diğer eş, hakim yada noter kanalı ile ihtar göndererek, 2 ay içerisinde eve dönmesi yönünde “eve dön çağrısı” da denilen ihtarı göndermesi gerekir. 2 aylık sürede eşin eve dönmemesi halinde ancak dava açılabilecektir.
Ancak, söz konusu ihtarın samimi yapılması gerekir. Yani, davet edilen evin açık adresi, evin anahtarının nerden yada kimden temin edilebileceği ve eşin eve gelirken yapacağı masrafın posta yolu ile gönderilmesi gerekmektedir. Eşini ortak konuttan ayrılmaya zorlayan yada haklı sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de evi terk etmiş sayılır.
5. Akıl Hastalığı
Eşlerden birisi, ortak hayatı çekilemez hale getirebilecek nitelikte bir akıl hastalığına sahipse ve hastalığının da tedavisinin mümkün olmadığı, sağlık kurulu raporu ile tespit edilebilmesi halinde, boşanma davası açılabilecektir.
6. Evlilik birliğinin sarsılması
Evlilik birliği, her bir eş için ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilemeyecek bir hale gelmiş ise, bu durumda her biri boşanma davası açabilir. Genel bir boşanma sebebi olan bu maddeye göre, evlilik birliği her bir evlilik için farklı sebebe dayalı olarak sarsılabileceği için, boşanma davalarında çoğunluklu olarak bu maddeye dayalı davalar açılmaktadır. Bu davada, hakim tarafların bu evliliğin sarsılmasında, hangi tarafın daha kusurlu olduğunu araştıracak ve bu kusur araştırması sonucuna göre, taraflar ve çocuklar için en makul olabilecek kararı vermeye çalışacaktır.
Boşanma sebeplerinden herhangi birine dayalı olarak açılmış bulunan davanın reddedilmesi halinde, bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren davacı tarafından 3 yıl içerisinde dava açılamayacaktır. Üç yılın sonunda, evlilik birliği yeniden kurulamamış ise, evlilik temelinden sarsılmış sayılacak olup, eşlerden birisinin istemi üzerine boşanmaya karar verilecektir.
Yukarıda sıralanan boşanma sebeplerine dayalı olarak açılacak boşanma davasın da, ayrıca taraflar kendileri yada müşterek çocukları için nafaka isteyebilecekleri gibi, Maddi/Manevi Tazminat ve diğer alacak taleplerini de ileri sürebileceklerdir.