Türk Ticaret Kanunundaki yasal unsurları taşıyan çek ‘in bankaya ibrazında, meblağının karşılıksız çıkması durumunda 5941 sayılı Çek Kanunu gereği karşılıksız çek keşide etmenin müeyyideleri uygulanacaktır. Ancak, çek düzenleme yetkisi bulunmayan kişinin çek düzenleyip vermesi ya da banka tarafından hazırlanmış çek bilgileri kullanılarak sahte olarak düzenlenmiş çekin karşılıksız çıkması halinde, tüm yasal unsurları taşımış olsa dahi Çek Kanununa göre değil, Türk Ceza Kanununda düzenlenen resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından söz edilecektir.
Buna göre, çekin sahte olarak tanzim edilip piyasa sunulması durumunda ortaya çıkan resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçları incelendiğinde,
Yargıtay kararlarında genel kabul gördüğü üzere,” çek esasında özel bir belgedir. Ancak kanun koyucu ticarî hayatta büyük yer tutan ve ciro ile veya buna bile gerek görülmeksizin tedavül eden çekleri ve diğer kambiyo senetlerini daha ciddî bir şekilde korumak istemiş ve bunlarda sahtecilik yapılması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin uygulanmasını kabul etmiştir. Bu itibarla çekin resmi belge olarak kabulünün nedeni topluma bakan yönü olup, unsurları eksik olan çek bir taraftan özel belge olarak kabul edilirken, diğer taraftan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturması arasında bir çelişki bulunmamaktadır.” Demiştir.
İş bu sebeple, TCK 204. Maddesine göre “Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sahte çek tanzim edip kullanılması halinde, TCK göre dolandırıcılık suçu da işlenmiştir. Ancak, bunun çek düzenlenerek işlenmesi halinde, ceza kanunu, bunun nitelikli bir hal aldığını ve daha ağır bir ceza verilmesi gerektiği şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, Yargıtay kararlarının da benimsendiği üzere “Çek kullanımının ticari hayatta bir güven unsuru taşımasının yanında, banka, keşideci, hamil ve cirantaya bir takım hak ve sorumluluklar yüklemesi nedeniyle 5941 sayılı Çek Kanununda ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş, anılan Kanunun 2. maddesinin 5. fıkrasında ise ‘çek defterleri bankalarca bastırılır’ hükmü yer almıştır. Bu yasal düzenleme karşısında, banka tarafından bastırılan çek defterinin bankanın maddi varlığı olduğu konusunda bir kuşku bulunmamaktadır. Çek yaprağının doldurulması sırasında Türk Ticaret Kanundaki unsurlardan birinin eksik olması bu belgeye çek vasfı kazandırmaz ise de; bu belgenin bankanın maddi varlığı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu itibarla sanığın banka tarafından bastırılmış olan ve bu nedenle bankanın maddi varlığı olan boş çek yaprağını sahte olarak düzenleyip, aldığı mal karşılığı katılana vermesi nedeniyle, sanığın bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği sabittir “demiştir.
İş bu sebeple, TCK 158/1-f maddesi gereğince, “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” işlenmesi halinde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmaz şeklinde düzenlenmiştir.