Anlaşmalı yada Çekişmeli olarak neticelenmiş bir boşanma davasında, dava sonrasında eşlerden yoksul duruma düşecek olana ödenecek yoksulluk nafakasının, şartların oluşması halinde kaldırılması yada indirilmesi istenebilir. Nafakanın indirilmesi ya da kaldırılması davası, kesinleşmiş bir boşanma davası ile karara bağlanan yoksulluk nafakası için talep edilebilecektir. Yoksa, devam eden boşanma davasında bağlanan tedbir nafakasının kaldırılması ya da azaltılması, davanın devam ettiği mahkemeden istenmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi bir kararında, “Türk Medeni Kanunun 176/3 maddesi gereğince; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılabilir.
Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilebileceği belirtilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 28.02.2007 tarih ve 2007/3-84 E.- 95 K. sayılı ilamında ise; “Asgari ücret seviyesinde gelirinin bulunması” yoksulluğu ortadan kaldıracak bir olgu olarak kabul edilmemiştir.
Diğer taraftan, Türk Medeni Kanunun 176/4 maddesinde; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyet gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir.
Kanunun bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi ya da kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder.
Buna göre; nafaka, anlaşmalı boşanma sonucu belirlense dahi; nafaka borçlusunun gelir ve mal varlığında, sonraki zamanlarda elinde olmayan çeşitli sebeplerle gerçek ve önemli ölçüde azalma olup, nafakanın ödenmesinin çekilmez bir hal aldığı durumlarda; nafaka hakkaniyete uygun bir miktarda indirilebilir.” Şeklinde karar oluşturmuştur.