Türk Medeni kanununa göre boşanma sebepleri genel ve özel olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Özel boşanma sebeplerinden olan Zina ve Haysiyetsiz Hayat Sürme sebepleri, vatandaşlar tarafından çoğu zaman karıştırılmakta, aynı anlama geliyormuş gibi algılanmaktadır. Oysa ki, her iki özel boşanma sebebinin uygulanma şartları ve koşulları farklılık arzetmektedir.
Şöyle ki;
Zinaya dayalı boşanma davası açılabilmesi için; eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken, karşı
cinsten bir kişi ile isteyerek cinsi münasebette bulunması gerekmektedir.Sadakat yükümlülüğüne aykırılık
teşkil eden zinanın ispatlanması halinde, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığının ayrıca
araştırılması yapılmadan hakim hükmü ile boşanmaya karar verilebilecektir. Aldatılan eşin zinayı
effetmesi durumunda, artık bu sebebe dayalı olarak boşanma davası açılamayacaktır. Af, sözlü
olabileceği gibi eylemselde olabilir. Örn, ortak hayatı sürdürmek, evlilik birliğini devam ettirmek gibi.
Zinaya dayalı boşanma davası açılabilmesi hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur. Zina eyleminin
öğrenilmesinden itibaren 6 ay veya fiilin işlendiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde boşanma davasının
açılması gerekmektedir. Aksi durumda, sözkonusu sürelerin geçmesinden sonra zinaya dayalı bir
boşanma davası açılamayacak olup, kanunda belirtilen diğer boşanma sebeplerine dayalı olarak dava
açılabilecektir.
Haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı açılacak boşanma davaları ise; TMK 163 mad düzenlenmiş
olup, “eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü
onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenmezse, bu eş herzaman boşanma davası açabilir”.
Buna göre,belli bir süreden beri devamlı olacak şekilde süreklilik arzden , namus, şeref ve haysiyet
kavramları ile bağdaşmayacak şekilde davranışlar sergilenmesidir. Örn:Ayyaşlık, kumarbazlık,
uyuşturucu bağımlılığı, fuhuş, homoseksüellik gibi.
Haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı açılacak boşanma davasında, sıralanan sebeplerin yanı sıra,
aynı zamanda boşanma davası açan eş için bu sebeplerin, diğer eşle yaşamayı çekilmez hale
getirdiğininde ispatlanması gerekmektedir. Dava açılması için hak düşürücü süre düzenlenmemiş olup,
sebebin ortaya çıkması halinde her zaman dava açılabilecektir. Ancak, her ne kadar hak düşürücü süre
düzenlenmemiş ise de, aradan uzun bir süre geçtikten sonra, bu sebebe dayalı olarak açılacak boşanma
davasında hayatın çekilmez hale geldiğinin ispatlanması konusunda sıkıntı yaşanabilecektir.