Ceza hukukunda suç oluşturan durumlarda kamunun yararı göz önünde tutulurken, Özel hukukta ise kişilere verilen maddi ve manevi zararların giderilmesi göz önünden tutulmaktadır. Ceza davalarında kişilerin davranışlarındaki kast ve taksire bakılırken, özel hukuk davalarında kusur ve sorumluluk dereceleri araştırılmaktadır. Her iki hukuk düzeni kişilerin kendisine zarar veren eylemler karşısında, uğramış oldukları zararların giderilmesi açısından farklılık arz etmektedir.
Ancak, haksız eylem sebebiyle ortaya çıkan durumlarda, ceza ve özel hukukun bir arada uygulandığını görmekteyiz.
Hukuk ve ceza davalarının konuları, tarafları ve amaçları farklı olduğundan, ceza mahkemesi kararları hukuk mahkemesi kararları için kesin hüküm oluşturmamaktadır. Ancak, bazı durumlarda ceza davasında toplanan kanıtlar, eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını belirleyen olgular hukuk hakimini bağlayacaktır. Haksız fiilden dolayı zarar gören kişi, ceza yargılamasında sanığın kasıtlı ya da taksirle işlemiş olduğu suç nedeniyle cezalandırılmasının yanında, hukuk mahkemesinde açacağı tazminat davası ile zararının tazminini isteyebilecektir. Ceza yargılamasında, suça konu olayın gerçekleşip gerçekleşmediği ya da ne şekilde gerçekleştiği noktasında daha detaylı bir inceleme ve araştırma yapılmaktadır. Hukuk hakimi, tarafların talep ettikleriyle bağlı olduğundan, bu araştırma konusunda çok fazla detaya girememektedir. İş bu sebeple, ceza yargılamasında yapılan, keşif, bilirkişi incelemesi, tarafların beyanları hukuk davasında da delil olarak ileri sürülebilecektir. Bu açıdan ceza ve hukuk davaları ortak noktada buluşmaktadır.